Ruanda Katliamından sonra
Herkes bir insana yapılan haksızlık karşısında hem üzülür ve sinir olur yada bize yapılan bir haksızlık olduğunu düşünsek kavga bile ederiz.Ama karşı koyamadığımız haksızlıklar vardır.Bu tür haksızlıklara ne güçümüz yeter nede vasfımız.Bu haksızlıklara Soykırım denmektedir.
Soykırım haklarınızın ihlal edilmesi ve size insanlık dışı muamale yapılmasıdır.Bugün size Ruanda katliamı'nı anlatmak istiyorum.İlk okuduğumda ben kendim adıma bunu yapabilecek insanlar var mı diye düşündüm ama var olduğunun ispatını zaten Yahudi soykırımı,Bosna-Hersek katliamı gibi olayları hatırlayınca anladım.
Ruanda katliamı adındanda anlaşılacağı gibi Afrikanın Ruanda ülkesinde yapılmıştır.Bu olayı gerçekleştiren Afrikaya ait olan ve Ruandanın büyük bir nüfusa sahip kesimi olan hutuların 100 gün içerisinde 800.000 tutsi ve ılımlı hutuyu katlettikleri olaydır.Olayın başlangıç tarihi 1994 yılında başlamıştır.Vatansever hutu yönetimi tutsileri katlederek ülkede sadece hutuların kalmasını amaçlamıştır.Daha sonra yönetimden güç alan tutsiler öç almak için hutulara saldırınca hutular komşu ülke Kongo cumhuriyetine kaçmışlardır.Bu katliamda en büyük rolü olan ülkede Ruanda Devletinin en yakın dostu olan Fransa Devletidir.
|
Katliamın ardından |
Soykırıma zemin hazırlayan olaylar.
1890 yılında yapılan Brüksel kongresinde bu bölge Almanlara verilmişti.Ve hiçbir kaynağı olmayan bu ülkeyi beğenmeyen Almanya bu ülkeye siyasi bir kişi göndermedi ve ülke 1.Dünya Savaşıdan sonra Belçikaya verildi.Almanların aksine yönetime hızlı bir şekilde el koyan Belçika hükümeti bütün halkı zorla kahve tarlalarında çalıştırmaya başladı.Aslında ilk insan hakları ihlali bu olaylar değil midir.Zorla ücretsiz tarlada çalıştırılmak Afrika gibi bir yerde sıcaklarda ve çalışmayanlar öldüresiye dövüldü ve kırbaçlandı.Nitekim ülkenin %90 olan Hutu ırkından mensup insanlara rağmen %9 oranında Tutsi ırkına mensup insan bulunmaktaydı.Belçika bu iki ırk arasından en zarif ve fiziki olarak diğerlerine göre daha güzel olan Tutsileri ve zengin olan diğer insanları kartlar vererek bir nevi ırk ayrımı yaparcasına Tutsi ilan etti.Bundan sonra çalışanların başına hep Tutsiler getirildi.Çalışan olarak bahsettiğim daha hakir görülen Hutular.Bu durumdan rahatsız olan ama ses çıkartmayan hutular böyle devam ettiler.Yöneten ve iyi yaşayan Tutsiler olurken kötü ve eziyet çekerek yaşayanlar Hutular oldular.Buda Hutuların Tutsilere karşı kin beslemelerine sebep oldu.Yine bu aynı renk insanların aynı fizik özellikte insanların aralarında hiç bir fark yokken beyaz adam bu kardeşliği bozdu.Beyaz adam Afrikadaki insanların beyaz tenli insanlara dedikleri yakıştırma Avrupalı insanlar içinde beyaz dedikleri için onlar bu konuyu hep beyaz adama yüklerler.Bahsini ettiğim Beyaz adam Belçika ve Avrupa devletleri.Sonrasında ırk kimlikleri verdikleri yetmiyormuş gibi siyasi işleride Tutsileri getirdiler.Azınlığı çoğunluğa üstün ilan ettiler.O insanlar bunda kötü bir çıkar görmüyorlardı ama Belçika bunları hep lehine kullanıp kontrolü elinde tuttu.Çok acımasız olarak iki ırkı karşılaştırıp Hutuları aptal ilan ederken Tutsileri zeki insanlar olarak görüp iki ırk arasına barutun ateşlenmesi için gereken kıvılcımları serptiler.Okullar ve üniversiteler Hutulara tamamen kapatıldı ve Tutsilere özel haklar tanındı.Bu durum 1962 yılına kadar sürmüştür.
Soykırım başlangıçı
İkinci .dünya savaşından sonra Birleşmiş Milletlere verilen Ruanda demokrotik bir ülke olarak görülerek bir seçim yapıldı.Sonucunda ise diğer bütün ırklardan fazla olan Hutular başa geçtiler.Milliyetçi Hutu Demokrasi partisi baş geçerek ülke yönetimi yıllar sonra Hutuların eline geçti.Dananın kuyruğu bu noktada çatırdamaya başlamıştır.Başa geçen Hutular Belçikanında desteği ile kısa sürede bütün yönetimi ele geçirdiler.Sonra ilk yıl içerisinde 20.bin ila 100 bin Tutsi öldürüldü ve 160 bin kadarı komşu ülkelere sığındılar ve kaçtılar.Bu bir nevi ırksal öç alma politikasıydı.Sonra pogrom adını verdikleri bir proje ile bütün Tutsilere ölüm yağdırdılar ve cinayet işleyen Hutuları devlet korudu.1964den 1974 kadar uygulanan pogrom çercevesince Birçok Tutsi öldürüldü.İşinden atıldı ve sadece bir iki defa göstermeliğine Hutu yakalanarak idam edildi.
1973 yılında yine Hutu milliyetçisi Juvenal Habyarimana darbe ile başa geçerek PARMEHUTU Yönetimini devirmiştir.Ama bu Tutsiler için bir değişiklik getirmemiştir.
Daha sonra komşu ülkelerde biriken Tutsiler Ruanda Yurtsever Ordusu olan RYByi kurdular ve Ruanda Hükümetine baskı yaptılar ama sonuçsuz kaldı.Sonra 1990 yılında bir dizi çatışmaya giren RYB ile Ruanda hükümeti 1992 yılında iki yıllık bir çatışma sonrası ateşkeş imzaladılar ama kalıcı çözüm bulmak isteyen Hutular şeytni planlarını devreye soktular.
Sonra ise Büyük katliam için hazırlıklar yapıldı.Silah alamaya gücü olmayan Hutular Çinden satır ithal ettiler.Satır verilmeyen ise ucu sivri ve keskin aletler ile hazırlık yaptılar.Ve en küçük köylerdeki Tutsiler ve ılımlı Hutular ifşa edildi.Ve bu aletlerin yakında başlayacak olan Böcek avında kullanılacağı söylendi.
6 Nisan 1994 Tarihinde yerel radyolardan bu katliamın emri bir propaganda yaparcasına Tüm Tutsilere ölüm hamam böceklerine ölüm böceklere ölüm diye bütün ülke içinde duyuruldu ve birden elleri satırlı Hutular gördükleri bütün Tutsileri akraba komşu çocuk yaşlı kadın demeden öldürdüler.
Bölgede bulunan 10 adet Birleşmiş milletler askerinin öldürülmesi ve Somali başarısızlığı yüzünden bu katliama dahil olmak istemeyen ABD bölgeden çekilme kararı alarak bu katliamın dahada şiddetlenip büyümesine sebep olmuştur.
Parası olan Tutsiler kurşun parası vererek daha insancıl ölümler satın alırken olmayanlar bıçak,satır,pala gibi aletlerle acımasızca katledildiler.Ve dünya bu katliama göz yumdu.
Öldürmekten yorulan Hutular tutsak olan Tutsilerin aşil tendonlarını keserek kaçmalarını engelleyerek dinlendikten sonra katliama devam ediyorlardı.Doktorlar,rahipler,Öğretmenler kendilerine sığınan Tutsileri Hutuların eline teslim ediyorlardı.Dünya bir kez daha böyle bir acımasızlığa sahne olmuştu.Ve bütün dünya bunu bir haber gibi gazetede okumuştu.Bölgede hakim olan insan haklarının koruyucusu iki ülke Abd ve Fransa olayları izlerken hiçbir müdahalede bulunmadılar.Hatta Soykırım kanunlarında değişiklik yaparak bu katliama göz yumdular ve karışmak istemediler.Hutu Yönetimide göz yumarak binlerce Tutsi ve ılımlı Hutunun ölmesine göz yumdurlar.O kadar ki sokaklar ölü Tutsiler ile dolunca köpekler leşleri yemesin diye Hutular ülkedeki tüm köpekleri öldürdüler.
Daha sonra ülkeye girmek isteyen RYB güçleri Fransa askerleri tarafından engellendiler.O ana kadar
600.000 Tutsi ölmüşken Fransa yönetimi altındaki bölgede 200.000 tutsi daha öldürüldü.Ve katliama göz yumuldu.Toplamda 800.000 bin kişi feci şekilde katledilmiştir.
Soykırım nedeni olarak aşağılandıklarını düşünen Hutular Tutsilere karşı kin beslediler ve onları Avrupalı düşmanları ile aynı kefeye koydular.Ve ırksal çatışma bu katliamda önemli rol oynamıştır.
31 mart 2005 yılında Özgürlükçü Ruanda hükümeti özür dilemiştir.Tabi iş işten geçtikten sonra.
Konu ile ilgili Hotel Ruanda isimli filmi izleyebilirsiniz.
Sitemizde ki bilgilere yorum yaparak bizler ile münazara yapabilirsiniz. İsterseniz Soru - Cevap bölümünden sorularınızı bize iletebilir, en geç 1 gün içerisinde cevap verilir. Yeni ve etkileyici bilgiler için sitemizi yer imlerine ekleyebilirsiniz.